Devlet Bahçeli Bulvarı'nda gerçekleştirilen mitingte coşkulu kalabalığa seslenen Başbakan Erdoğan, konuşmasına Kastamonu'nda yapılan saldırıyla başladı.
'Biz bu yola beyaz kefenimiz giyerek çıktık' diyerek, 'Bu açık bir senaryodur. Bu aleni bir senaryodur. Bu bayat bir tezgahtır. Bu saldırılar kardeşi kardeşe düşürmek için kurulan kirli bir tuzaktır.' dedi.
MOLOTOF DAĞITIYORLAR
İsim vermeden BDP'li belediyeleri eleştiren Erdoğan, 'İlçe başkanı molotof dağıtırken yakalanıyor, şimdi tutuklu. İl başkanı öyle. Belediye Binası'ndan polise molotof atılıyor. Bu nasıl demokrasi anlayışı' şeklinde konuştu.
İŞTE BAŞBAKAN'IN AÇIKLAMALARININ SATIR BAŞLARI
Korkakların, kalleşlerin saldırılarına bugüne kadar boyun eğmedik bugünden sonra da boyun eğmeyeceğiz. Bu kanlar yerde kalmayacak. Hem tetiği çekenler hem de çektirenlerden hesap sorulacak. Saldırılar asla tesadüf değil. Partimizin Türkiye genelinde binalarına yapılan saldırıların hiç biri tesadüf değil. Kastamonu'ndaki saldırı da tesadüf değil..
BU İHANETİN HESABINI SORACAĞIZ
Bunlar taşeron. Adam öldürerek bu ülkede demokrasiden bahsedilmez. Adam öldürerek başa gelmek çetelerin teröristlerin işidir. Bunlara ihale verenler de otrtaya çıkacak. Hangi çete hangi terör örgütü ise onlardan da bu ihanetin hesabını soracağız. Bu açık bir senaryodur. Bu aleni bir senaryodur. Bu bayat bir tezgahtır. Bu saldırılar kardeşi kardeşe düşürmek için kurulan kirli bir tuzaktır. Osmaniye'li kardeşimin sağduyulu olmasını bekliyorum. Tranzonlu kardeşimin sağduyulu olmasını istiyorum.
Ülkemiz güçlüdür, demokrasimiz ve devletimiz güçlüdür. Gereği neyse yapılacaktır. Onların oyununa tezgahına gelmeyeceğiz. Bu oyunu hep beraber bozacağız. Burada çetelerin terör örgütlernin taşeronlarına da sesleniyorum. Siyaset adına vampirlik yapanlara, gençlerin ellerine molotof kokteyli verenlere, belediyelerde molotof saklayanlara, belediye binalarında molotof kokteyli atanlara sesleniyorum.
BU ÇİRKİN YOLDAN VAZGEÇİN
Döktüğünüz kan artık yeter ve diyoruz ki, insanlığınızı vicdanınızı hatırlayın, bu çirkin yoldan geri dönün diyorum. Bu mücadele kararlı bir şekilde sürecek. Biz yolumuza devam edeceğiz. Ve bilesiniz ki tarihte terörle yaşayanlar hiç bir yere varamadılar.
Benim medyaya bir çağrım var. Bunları TV programlarında beslediğinizin farkında mısınız? Bunları deşifre edelim derken terörün propagandasını yaptığınızın farkında mısınız?
BELEDİYE BAŞKANLARI MOLOTOF DAĞITIYOR
Bakıyorsunuz ki ilçe başkanı torbada molotof kokteyl bunları gençlere dağıtıyor. Bunları anlatmaya gerek var mı? İlçe başkanı böyle il başkanı böyle, her şey açık ve net ortada. Ondan sonra biz hak ve özgürlüklerimizi arıyoruz. Kusura bakma böyle hak ve özgürlük aranmaz.
16 Ayda bu millet bizi tek başına iktidara taşıdı. Bu oyunu hep beraber bozacağız. Ben Osmaniyeli kardeşlerimin gözünde bunu görüyorum. Yola çıktık ve 16 ayda bizi iktidar yaptınız. 163 bin derslik yaptık.
USTALIK DÖNEMİNE HAZIRLANIYORUZ
Önümüzde bir adım var ve ustalık adımını atmaya hazırlanıyoruz. Bizden önce DSP, ANAP, MHP bunlar insanı düşünmediler mi? O zaman bizim insanımızın sağlık durumuyla niye ilgilenmediler.
Devlet Hastaneleri ile SSK'yı birleştirdik. İstediğin hastaneye git ve istediğin ecazaneden de ilacını al. Biz hizmetkar olmaya geldik, farkımız bu..
FATİH PROJESİNİ HAYATA GEÇİRİYORUZ
Eğitimde Fatih Projesi ile akıllı tahta dönemini başlatıyoruz. Bu projede doğu batı kuzey güney ayrımı yapmayacağız.
Türkiye genelinde 18 ambulans uçağımız var.
MHP'nin el kitapçığında bir haber gördüm. Ankar Konya arası hızlı tren hattı yapacağız diyor. Biz hızlı treni bitiriyoruz ama sayın Bahçeli'nin bundan haberi yok.
Bizim zamanımızda hava yolları halkın yolu oldu.
3 Kasım 2002, Türkiye'nin IMF'e olan borcu 23 milyar dolardı. Onlar borçlandı biz ödedik, şimdi 5 milyar dolar borcumuz var. Bizim IMF'e ihtiyacımız yok. Biz bize yetiyoruz inşallah.
Milliyetçilik öyle lafla olmuyor. Üretim istiyor. Merkez Bankası'nın kasasında 93 milyar dolar var. Bunu ben söylemeyeyim de ne yapayım. Halkım gerçekleri bilsin.
Enflasyon canavarı yüzde 30'lardaydı.. Bu canavar bizim cebimizi sömürmüyor muydu.. Şimdi ne, 4.3.. Dört dört.. Buraya düşürdük. Bu ne demek biiliyorsunuz, aradaki farkı asgari ücretin üzerine koyun.
2002 yılında asgari ücretle 92 kg pirinç alınıyordu. Bizim zamanımızda yüzde 136.
MHP döneminde asgari ücretle 64 kg ayçiçeği alınıyordu bizim zamanımızda 127 kg.
Eğer, MHP'nin döneminde mutfağa girenle bizim dönemimizde giren karşılaştırılsın bizimkisi az çıkarsa ben görevi şu anda bırakmaya haızrım.
Seçime 37 gün kaldı.. Kapı kapıya gezmeye var mısınız? Bu bizim milli davamız, bunu beraber çözeceğiz.
Artık dışarıda gündem belirleyen bir Türkiye var gündemi belirlenen bir Türkiye yok..